İç Dünyam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İç Dünyam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2020 Cuma

  


Sanki kar yağışlarının ardından, uzun süren kar yağışlarının ardından, sevimsiz bir lunaparkta, kimsesiz bir atlıkarıncadaydım...

                                  -Edip CANSEVER

13 Ekim 2020 Salı

Hayat ne kadar acımasız...
...ya da biz ne kadar iyi niyetliyiz de ne olursa olsun bardağın dolu tarafından bakıyoruz hep olaylara...


İnciniyoruz hatta yanıyor, Anka Kuşu gibi küllerimizden yeniden doğuyoruz adeta..


Parçalanıyor, kırılıyor dağılıyoruz hatta...


Sesimiz kısılıyor çoğu zaman susmaktan ama satır aralarında çığlıklarımız duyulmuyor hiçbirzaman..


Garip

"Her şey iyi olacak" diye çıkılan yolda

"Her şey ne ara bu noktaya kadar geldi" diye bakakalıyorsun.

Ne kül kalıyor geriye sonra

Ne de yeniden doğmak...

Kolumuz kanadımız kırık

Başbaşa kalıyoruz hayatta

Sahte gülümsememizi takınarak...

                                                                            Giz..






31 Ocak 2017 Salı

8

Aslında her şey onun muhteşem bir detay olup
benimse detayları sevmem ile alakalı...
Her şey şiir gibi oluşu 
ve
Benim şiirleri özümseyerek okumamla
Aslında her şey onunla kaybolmakla alakalı
Onunla kendimi bulmamla..
Aslında her şey yarım bir hayat ile alakalı,
Bir bütünü oluşturmakla...

                                                                                   Giz.


                                                           

5 Ağustos 2016 Cuma

Ağustos*



Konuşmaya korktuğum konular var,
Kelimelerimden fazla
Korkuyorum çünkü,
Ucunda kaybetmek var,
Korkuyorum çünkü,
Ucunda yalnızlığın yalnızlığı var.

ve yalnızlık kara*
...yalnızlık acı

Öpmeye bile korkuyorum çoğu zaman
"Ya çekerse" diyerekten kendini
Bakmaya korkuyorum,
Karanlığa dalar diye gözleri.

ve karanlık acı
...karanlık, yalnızlık.

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Shh.




  Konuşmayalım 
Sorular da sormayalım birbirimize
Merak etmeyelim geçen bir günümüzü...
Oturalım sadece ahşap bir masanın etrafında,
Kuralım rakı soframızı
Konuşmayalım
Sorular da sormayalım birbirimize.
Nasıl olsa anlatır gözlerimiz içimizdekileri,
Anlatır su karıştırmadan içtiğimiz rakı dubleleri..
Ahşap bir masanın etrafında toplansın tüm dertlerimiz
Sek rakılar iletsin sesimi kulağına... 
Ama konuşmayalım,
Sarhoş olalım biz.


11 Eylül 2015 Cuma

Ya sonra...

Hayat denilen şey gözlerimizi açtığımız anda gördüğümüz aydınlıktan daha fazlası oldu çoğu zaman.
Sadece doğduğumuz anda "gün yüzü" gördük belkide...
Gördüğümüz ilk ışık hüzmesinin aydınlığı kör etti gözlerimizi.
Sonrası karanlık, sonrası aydınlıktan doğan karanlık...
Hep bir umutla çabaladık yine tünelin ucundaki ışığa ulaşabilmek için 
Sonrası hayat, sonrası aydınlık...

                                                                              Giz...

30 Temmuz 2015 Perşembe


Mevsimlerden yazdı...
ve ben avuçlarımın ayasını semaya doğrultmuş
 kızgın güneşin ardından çiseleyen yağmura doğru çevirmiştim yüzümü...
Çünkü ağlayabildiğim tek an, 
ağlayabileceğim tek yer burasıydı...
Usulca süzüldü yanaklarımdan yağmura karışan tuzlu gözyaşlarım.
Nazlı, sıcak...
Her içimi çekişimle sarsıldım yerimden gök gürültüleriyle beraber.
Her içimi çekişimle yağmura karıştı göz yaşlarım...
Neden bu kadar zordu ağlamak?
Özgürce herkesin yanında ağlayamamak...
Neden bu kadar can yakıcıydı gerçeklerle yüzleşmek?
Yüzünü çevirememek...

16 Temmuz 2015 Perşembe

Olur Öyle*


Hayatı erteliyoruz her gün...
Duyacağımız cevaplardan
Karşımıza çıkacak olan engellerden
Çözüme ulaşamamış sorulardan korkup
Bir alarmı engeller gibi
Cevapları dinlemekten kaçar gibi
   Korkak gibi...
Ellerimizde kapatıyoruz kulaklarımızı sürekli
 İçimizdeki çığlıkları duymamak istercesine
...ve her seferinde kaçırıyoruz elimize geçen fırsatları
Rüzgarın akışına kapılıp usulca "Ben gidiyorum" diyen balon gibi
Hayat gibi...


                                                                                                                       *oldu

30 Nisan 2015 Perşembe

Yine ansızın dilimden dökülüyor kelimeler 
Altına bir kap dahi tutmama fırsat bırakmadan
Dökülüyor ve tek kelimesini dahi duymuyor kulaklarım
Sağırım tüm seslere yine
Sağır, hissiz yorgun...
...ve düzeltmeye çalıştıkça bazı şeyleri
Eskisi gibi olmuyor hiçbir zaman
Sakarım sanki...
Etrafımdaki "Her şey"i  kıran

27 Nisan 2015 Pazartesi

Gökten usulca saçlarına düşen bir yağmur damlası olsam...
Süzülsem şakaklarından yüzünün kıvrımları boyunca
Terine karışsam,
Sen olsam.
Bir yağmur damlası olsam çorak topraklara düşen...
Sıcağında buharlaşıp karışsam rüzgarına
Savursam bir meltemle hafifçe saç telini,
Sana uzansam.


25 Nisan 2015 Cumartesi

...
Sonrasında verdiğin değerlerin hesabını tutamaz oluyorsun işte
Sonrası hep insanlardan uzaklaşma
Hep bir kaçış silsesi,
Arkanda herkesi bırakarak
Arkana bile bakmayarak...
Sonrası hep acı,
Hep bir hayata tutunma çabası.
Sonra...

26 Mart 2015 Perşembe

Keşke...
Keşke diyorum bazen,
Keşke güvendiğim insanlara sadece eşyalarımı emanet etmekle kalsaydım...
Kalbimi de bir eşya gibi onlara bırakıp, dahada yıkılmasaydım
Keşke...
Keşke diyorum bazen,
Bu kadar bağlanmasaydım...
Kördüğüm olup birbirime bu kadar dolanmasaydım
Keşke...

27 Şubat 2015 Cuma

Bazen öyle bir seversin ki karşındakini, 
Yeri gelir kendine bile itiraf edemezsin ya hani,
İşte öyle bir sevgiydi hissettiklerim sana karşı...
Ne kendime itiraf edebildim olanları,
Nede sana bahsedebildim...
Ya çekindim,
Yada geç kaldım aklımdakileri söylemekten
Söyleyemedim,
Gelmedin
Bittim...
Oysa ne cümleler biriktirmiştim senin için, ne şarkılar...
Gelmedin
Söyleyemedim,
Gittin.


24 Şubat 2015 Salı

Söyleyemediğim sözlere, kuramadığım cümlelere gebeyim yine bu gece
İçimde tarifi imkansız bir acı, göğsümde dayanılmaz bir sancı...
Denedim, yok bir ilacı.
   Yoksun...
Aşkı ya yaşar ya yazarsın dediler, sayfalarca yazı sığdırdım satırlarıma,
Güzel sevdalar sığdırdım yüreğime hiç biri aşk olmadı,
cümle olduğu kadar...
Olduğu kadar olmadığı kader diye avuturken kendimi
Kadere razı oldum yine..
   Olmadı...
Aşklar masallarda, cümleler satır aralarında kaldı....

22 Şubat 2015 Pazar



     Ben en çok seni özledim,
   "Özledim" diyemediğim zamanlarımda.

   Her neyse işte...

21 Şubat 2015 Cumartesi

*
Sahi, en son ne zaman şişenin dibini aynı anda görene kadar içtik
Ne zaman sadece ikimizin anladığı bir espriye dakikalarca güldük
Yada bir sorunla karşılaşınca "Tamam sakin ol ben hallederim" dedik birbirimize
...yardımcı olmaya çalışıp, yardım eli uzattık.
En son ne zaman rüyamızda gördük birbirimizi
Ne zaman yeni bulduğumuz bir şarkıyı beraber dinledik
Hüzünlenip, özledik...
En son ne zaman sırtımızı döndük birbirimize
  En son...
En,
SON.

                                                                  *...çünkü başlamamış şeylerin başlığı olmaz.

9 Şubat 2015 Pazartesi



       
        Yağmurda ıslandım sanıyordum,         sırılsıklam aşık olmuşum bilemedim...

6 Şubat 2015 Cuma

Ne desem ki...

Beklemediğim darbeleri beklemediğim kişiler tarafından aldım çoğu zaman...

Ben "Bu benim canımı acıtmaz, acıtamaz ki" dedikçe daha çok parçalandım.
Parçalarımı yapıştıramadım...
Önemsediğim için üzülüp üzüldükçe ağladım.
Aslında ağlayamadım gizledim göz yaşlarımı yine...
..ve bir kış gününde, beklemediğim bir anda yapayalnız kaldım, sessiz sedasız..
Ansızın yüzüme kapanırken kapılar çıkan sesin gürültüsüyle uyandım güzel rüyalarımdan..

Hoş geldiniz kabuslarım, sizi hiç özlememiştim halbuki...